Yitik Zaman/ Jacques Prevert

"işçi zınk diye duruyor
fabrika kapısının önünde
güzel hava ceketinin ucundan çekiyor onu
ve dönüp geriye
bakıyor
kendi kapkaranlık dünyasında gülümseyen
kıpkırmızı güneşe
işçi dostça
göz kırpıyor ona
ve söyle güneş yoldaş diyor
değer mi böyle güzel bir günde
çalışmak patron hesabına"

Yalnız

"hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hâlâ kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz." 
Sebahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna 

Derin Bir Ah Çektim / Ahmet Kaya

derin bir ah çektin içim yandı
kıyamaz gözüm gözlerine
rüyalarımdan gelip geçersin
varamaz elim ellerine
tren yolunda raylar uzar
uzar da nereye gider
aya gider, suya gider ,yola gider, yar gider
benim de başıma gelenler adamı kanser eder
benim de başıma gelenler insanı kanser eder
derin ah çektin içim yandı
dayanmaz gönlüm hasretine
arzularımdan gelip geçersin
yaslanmaz başım dizlerine
gurbet olunca yollar uzar
uzar da nere gider
dağa gider, taşa gider, aşka gider, yar gider
benim de başıma gelenler adamı kanser eder
benim de başıma gelenler insanı kanser eder
derin bir ah çektin içim yandı
yetişmez ömrüm gençliğine
son nefesimden gelip geçersin
yağmaz gözüm ellerine
darağacında ipler uzar
uzar da nere gider
cana gider, kana gider, sona gider, yar gider
benim de başıma gelenler adamı kanser eder
benim de başıma gelenler insanı kanser eder

Roboski / Nizamettin Ariç

Ağıtların değişmeyen bir teması var: ölüm. Adı kadar soğuk bir tema...
Hangi dilde söylense ağır gelir bünyeye
Ağıtlar için tercümeye gerek yok
Derinden işleyen ezgiler toplamıdır onlar