Gün tutuşur canım gece tutuşur
Zindanlarda tutsak canlar tutuşur
Gülüm toprak olur yele karışır
Yürür gelir canlar, yollar tutuşur
Zindanlarda tutsak canlar tutuşur
Gülüm toprak olur yele karışır
Yürür gelir canlar, yollar tutuşur
2 Temmuz 1993, Sivas Madımak
Oteli, belli bir inanış, ideolojiye sahip insanların karşıt bir ideolojiye
sahip insanlarca acımasızca yakıldığı yer. Farklı olana, farklı düşünene tahammül edememe acizliğinin meydana getirdiği akıl almaz eylem. İnsanın etinin yakıldığı bu olay üzerinden yıllar geçmesine rağmen yüzleşme henüz gerçekleşmiş değil. Gidişata bakılırsa gerçekleşecek gibi
de görünmüyor. Demokrasinin, insan özgürlüğünün ve haklarının yeterince gelişemediği
toplumlarda sıkça rastlanan ve gelecekte de bir daha yaşanmaması garanti
edilemeyen türden korkunç bir eylem 2 Temmuz Sivas olayları.
Yiğitlik
midir emanet cana kıymak?
Yiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kurban etmek?
Söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?
Yiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kurban etmek?
Söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?
Yiğitlik kaygısı
vardı yakanların belki, buna çanak tutanların. İnsan öldürmenin inanışları
açısından bir tezat oluşturacağının idrakinde olmadılar. Yürekler soğutulmuştu
besbelli. Sorunlu olan, bu kadar aleni bir biçimde tezahür eden ve şüpheye yer
bırakmayacak düzeyde neler olup bittiğini sonuçlarıyla gösteren somut bir
olayı karşıt tezlerle itibarsızlaştırma çabasının günümüzde hâlâ bitmemiş
olmaması. Böyle bir olayı çarpıtma söylemlerle gerçekte yaşananların yerine
koyma pervasızlığı bazı cenahlardan işitildi ve işitilmeye devam ediyor. Olayın
nasıl ve neden geliştiğine dair tezler biryana, bir kentte yaşayan sıradan
nitelendirebilecek insanların oluşturduğu bir grubun, bir oteli kuşatıp,
içeridekilerle birlikte bu mekanı ateşe vermesini ve bundan keyif alır biçimde
izlemesini nasıl izah edebiliriz? Bunu rağmen bunlara karşıt argümanlar sürme
arayışı oldukça bezdirici değil mi?
Sivas
ellerinde sazım tutuşur
Söz tutuşur canım türkü tutuşur
Teller bizi söyler diller yarışır
Özgürlüğü yazan kalem tutuşur
Söz tutuşur canım türkü tutuşur
Teller bizi söyler diller yarışır
Özgürlüğü yazan kalem tutuşur
Kendilerine "Müslüman" diyen ve bu kimliklerine göre yaşadığını düşünen yüzlerce kişinin yüzyıllar önce Kerbela’da, Hz. Muhammed’in
yakın akrabaları ve çevresini hedef alan biçimde 70 Müslümanı katletmesinden bu
yana, Sünnilerin çoğunun Aleviler üzerindeki tahakkümü devam ediyor. Bu baskılamaların, katliamların, zaman aşımlarının örnekleri geçtiğimiz yüzyılda da bolca yaşandı. Dersim, Koçgiri,
Maraş, Çorum ve Sivas… Linç hevesi, kendinden olmayanı öldürme hırsı taşıyanlar, hep mazlumlar, farklı düşünenler ve yaşayanlar karşısında galip gelmenin, sindirmenin
peşinde oldu. Yaşadığımız bu topraklar tanık, örtbas edilmeye çalışılan bu geleneğe.
Kâtip
arzuhalim yaz Şah’a böyle:
Canlar
can olur da eller tutuşur
Dost evinde canım sevda tutuşur
Pir sultanlar ölmez binler yetişir
Akar gelir canlar tarih tutuşur
Dost evinde canım sevda tutuşur
Pir sultanlar ölmez binler yetişir
Akar gelir canlar tarih tutuşur
Katliama uğrayanların
yakınlarıyla birlikte bu katliamların hedef alındığı toplumlara yönelik aynı duyguyu
paylaşanların pes edeceklerini, bu türden vahşetleri unutacaklarını hiç
sanmıyorum. Helalleşmek zor. Zulüm, işkence, baskı ve katliamlar devam etse de:
Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz
Bilmez misin ki türküler yanmaz
Günü gelir sanma hesap sorulmaz
Dayanır kapına Pir Sultan ölmez
Bilmez misin ki türküler yanmaz
Günü gelir sanma hesap sorulmaz
Dayanır kapına Pir Sultan ölmez
Mahsus Mahal
0 Yorumlar:
Yorum Gönder